Kategori: Araştırma - Tarih
Yazar: İlber Ortaylı
CK Okunma Sayısı: 87
Modern Türkiye İdaresinin Oluşumu ve Tarihi Serüveni…
"Akdeniz dünyasında üç tane 'Roma İmparatorluğu' vardı. Bu üç Roma, yeniçağların ulusçu imparatorluklarından farklı, kendilerine özgü geleneksel yapıları ve ideolojileri olan siyasal toplumsal sistemlerdi. Bu geleneksel Roma imparatorluklarının üçüncüsü ve sonuncusu Osmanlı İmparatorluğu’dur. Onun içindir ki bu imparatorluğun kurumlarını ve yapısını incelemek, Türklerin tarihini incelemenin ötesinde bir anlam taşımaktadır."
İlber Ortaylı
Modern Türkiye idaresinin oluşumu altı yüzyıllık ömrü olan Osmanlı İmparatorluğu’nun ve etrafındaki devletlerin tarihini incelemekle anlaşılabilir. Osmanlı devlet teşkilâtının yapısal özelliklerini anlamak için toprak sistemini derinlemesine analiz etmek gerekir. Osmanlı sistemi toprak rejimine dayanır. Bu rejim ise ülkenin maddî şartlarına özellikle de teknolojik düzeyine dayanan nedenlerin bir biçimlenişidir. Tarımsal teknolojinin doğurduğu üretim ve denetim faaliyetleri; ülkenin yerleşim düzenini, idarî yapısını, kentlerin yapısını ve aktivitelerini, ulaşımı, ticareti etkilemekte ve biçimlendirmektedir. Bu nedenle merkezî idare, taşra idaresi gibi kurumların yanı başında kentsel yapının da ele alınması zorunludur.
İlber Ortaylı rehber niteliğindeki çalışmasında; önce Osmanlı İmparatorluğu’nun içinde yer aldığı çağdaş dünyaya, Avrupa ve Asya’nın diğer geleneksel sistemlerini karşılaştırarak bakıyor. İslâm devletinde yönetimi inceledikten sonra Ortaçağda Akdeniz ve İtalyan denizci devletleri ile 12. ve 13. yüzyılda Anadolu’nun idari yapısını çözümlüyor. Daha sonra idari tarihimizin en önemli meseleleri olan Osmanlı toprak sistemini, merkez ve taşra örgütlerini, şehirleri, ulaştırma sistemini anlatıyor. Siyasal ve toplumsal değişme dönemini ele aldıktan sonra ise Türk modernleşme tarihini, yani Tanzimat dönemini aydınlatıyor.
“Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi”; Osmanlı İmparatorluğu’nun kurumlarını ve yapısını konuya ilgi duyan her okurun anlayabileceği bir dille aktarırken, Türk tarihinin en kritik konularına da ışık tutmuş oluyor.